16 Eylül 2015 Çarşamba

Şimal - Ağla Ağla

Selam ve sevgiler olsun sevgili okuyucu, yazmıyorsam, yazamıyorsam, sebebi içten gelen büyük hüzündür. Evet, ateş düştüğü yeri yakıyor deyip geçmeyi çok isterdim, ama o zaman içimde ki bu yangını kim açıklayacak? O yüzden, hicivli yazmamı sağlayan iç sesim bu yazıda en azından bu seferlik, bize eşlik etmeyecek! (İç Ses: Aslında söylenecek o kadar söz var ki içten gelen, ama burası yeri değil, bana sadece SESSİZ ÇIĞLIK kalıyor…)
En baştan söylemek isterim ki, uzun zamandır yazmak istediğim bir solist, Şimal. Ama bir türlü, içimden geleni, güzel şekilde toparlayıp yazamadım, ‘’Ağla Ağla’’ Maxi Single'ı çıkalı aylar oldu belki, ama yazmasam haksızlık olacaktı, hem bana hem de ‘’Gurur Bela’’ya! Daha şarkıyı ilk dinlediğimde çok beğendim, sıcak, içten, kendi içine çeken samimi bir havası vardı. Özellikle klip, şarkının önüne geçmeden, o sıcak içten havayı taşıyacak şekilde çekilmişti. ‘’Gurur Bela’’yı bir çok kez severek, hem izledim hemde dinledim, Youtube’da şarkının izlenme oranına hatrı sayılır katkım oldu diyebilirim. Şunu da mutlaka söylemeliyim, belki Ülkece içinde bulunduğumuz durum için biraz ironik olacak ama Şimal’i ilk dinlediğim de, ses rengini 90’lardan Popçu Memedim Zeynep’e çok benzettim!(Memedim şarkısı sebebi ile böyle anılır oldu kendisi) Maxi albümün detayına inmeden önce, Şimal ile ilgili ufak bir bilgi vermek isterim, 2012 yılında ‘’Başlangıc’’ isimli bir albüm yapmış, aranjör olarak Erdem Kınay ve Taşkın Sabah’ın imzasını taşıdığı ve tüm şarkıların kendisine ait olduğu bir albüm. Belki ‘’Başlangıc’’ albümü istenilen çıkışı yapamamış ama ‘’Ağla Ağla’’ albümü üzerinde çok daha titizlikle durulmasını sağlamış! Aranjör koltuğuna bu defa Fettah Can geçmiş, hatta şarkı seçimi yapılırken ‘’Gurur Bela’’ya ortak karar vermişler, iyi bir karar olmuş bence. Şimal’in en büyük avantajı, söz yazıp beste yapabilmesi, bunun ona hem şimdi, hem de daha sonra ki yıllarda çok büyük avantaj sağlayacağına inanıyorum, özellikle piyasa da sadece solist olup, iyi şarkı bulmak bir hayli zorlaştı. Ama daha da önemlisi, Şimal, kendi şarkıları ekseni içinde kalmamak için, 3 şarkılık Maxi Single da, Gökhan Tepe ve Hakkı Yalçın imzası taşıyan ‘’Ağla Ağla’’ isimli şarkıyı almış ve yorumlamış. Her ne kadar ben ‘’Ağla Ağla’’yı beğenmesem de, Şimal’in daha sonra ki yıllarda mutlaka kendi ses rengine yakışan, çok daha iyi şarkılar arayıp bulacağına eminim. Hatta hazır Fettah Can ve Cansu Kurtçu işbirliği yapılmışken, mutlaka onlardan da bir şarkı alıp söylemeli derim ben. Bu arada ‘’Ağla Ağla’’nın aranjörü ünlü müzisyen Mustafa Ceceli’dir onu es geçmeyelim. Bu Maxi Single için bir sonuç değerlendirmesi yapmam gerekirse, doğru şarkı ile çıkış yapılmış, çok güzel aranje edilmiş, güzel seslendirilmiş, ve gayet başarılı bir Klip çekilmiş olmasına rağmen, sanki şarkı tam hakettiği yere ulaşamamış! Tabi bunun bir çok sebebi olabilir, müzik sektöründe bazen herşey doğru yapılsa da, çok yan etkenlerin önemli rolü olabiliyor. Misal Şimal ve ‘’Guru Bela’’ radyolarda yeteri kadar çalınmıyor, çok daha vasat şarkılar ve solistler, daha etkin olan yapımcıları, menejerleri yada çevreleri sayesinde çok daha fazla çalınır durumda! Önemli bir tespit yapmak gerekirse, sektörün kan kaybettiği kısım da burda yatıyor, iyi şarkı bulamamakla şikayetlenen sektör, iyi şarkıyı kendi desteklediği birisi seslendirmeyince görmezden geliyor ve görmezden gelindiği sürece,
ne yazık ki bu tüm müzik sektörüne zarar yazıyor! Yazıyı sonlandırırken, söylemek isterim ki, yılmadan ve daha iyisini hedefleyerek çalışan herkes, mutlaka bir gün, çok daha iyi noktaya gelecektir. Çünkü ’’Herkes günü gelince hak ettiğini yaşar’’… Şimal'e müzik yolculuğun da herşeyin gönlünce olmasını diliyorum, ''Ağla Ağla'' şarkısına ve klibine şimdiden başarılar dilerim.
Biliyorum İç Ses olmadan yazımız çok yavan, tatsız tuzsuz oldu, yada en azından bana öyle geldi, o yüzden daha güzel günlerde daha mutlu yazılar da buluşmak dileğiyle, o güne kadar herkes kendine iyi baksın!  (İç Ses: Hah bunu bileydin sevgili yazarcık, ben olmadan, yarım bile sayılmazsın! Siz de güzel umutlarla yaşayın okuyucu milleti) 

28 Ağustos 2015 Cuma

Betül Demir - Sana N’olmuş

Merhaba, Sevgili Okuyucu, müzik yazdığım bu Blog’da, memleket meselesi tartışacak değilim elbette, fakat bazı dönemler olur, için kan ağlar ya, işte böyle bir döneme denk geldik hep beraber, içimden bişey yazmak gelmedi, yazamadım. Müzik sektörünün ileri gelenleri ve meslek birlikleri bu süreçte ortak bir karar alarak ‘’Müziği durdurmak, hayatı durdurmaktır’’ dediler. Tamamen katılmasam da duygusal ve melankolik bir karakter olarak, haklı oldukları taraflar çok, en azından büyük bir sektörü, emekçileri için durdurmamak gerekiyor. (İç Ses: Nasıl ki fırınlar ekmek çıkarmaya devam ediyorsa, demek istiyor yazarımız.) Bu yüzden uzun zamandır ertlediğim, Betül Demir, Sana N’olmuş şarkısını yazmaya karar verdim. Tabi ki bunu yazarken, herkesin bilmediği, kesin Betül Demir’in de hatırlamayacağı, o yaz akşamına gitmek istiyorum… (Eyvah, yandık ki ne yandık, kesin 90’lara gidecek yine, ve daha kötüsü Betül Demir bile hatırlamaz diyorsa, kızın bebekliğine falan denk geliyor) Yıl 1999 yazı, aylardan Temmuz olsa gerek diye düşünüyorum, (kendisi biraz Balık'tır da) yada 17 Ağustos depreminden hemen önce bir tarih. Yer İstanbul Beşiktaş, bir Jip’in içindeyiz, Ben, Engin Erge, Betül Demir ve aracın sahibi Ünlü Besteciyle birlikte. (İsmini özellikle yazmıyoruz, hem konumuz kendisi değil, hem de yaptığımız özgeçmiş araştırmalarında, hiç ismi geçmiyor diye! Yaa sevgili meraklı okuyucu, bu kadar da anlayışlıyız işte!) Biz Engin Erge için, ünlü besteciden, şarkı dinleyip, olursa da almak için ordayız. O zamanlar, Betül Demir çıtı pıtı genç kız daha, siyah şapkası ve sessiz haliyle aklımda kalmış. (Abi başına geleceği, ta o zamandan anlamış kız, bu herif günün birinde en zirvede olduğum günlerde, Blog kurup müzik yazarsa, bari tanımsın diye şapka takmış, üstüne de sessiz kalmış, daha ne yapsın, ayrıca halt etmişsin sen, halen çıtı pıtı bir genç kız kendisi) Evet o gün orda ilk kez gördüğüm Betül Demir’i belki tanışmamız sebebiyle yada uzun yıllar o hiç çıkmayan, ama güzel olan, stüdyo da dinlediğimiz albümü sebebiyle, hep takip ettim, ayrı bir sempati de duydum yaptığı müziğe. Uzun yıllar beklenen ilk albüm, ancak 2006 yılında çıkmıştı, oysa ki hem 90’lara yetişebilirdi, hem de daha erken yol alabilirdi sektörde. (Abi gözünü seveyim bugüne gel, yıl olmuş 2015, Betül Demir’in çıkardığı albüm de, hit şarkı da yeteri kadar var, sakin ol) Evet geçmişe giderek, biraz hüzünü göze aldım, ama Betül Demir yazarken bu yaşanmış hikayeyi de es geçmek olmazdı. (Hikayenin hüzünlü kısmı yazının sonunda yazılacak, meraketme okuyucu) Gelelim ‘’Sana N’olmuş’’ Maxi Single çalışmasına, şarkı gayet güzel, klipte şarkının önüne geçmeyecek şekil de düşünülmüş, izlerken şarkıdan kopmuyorsunuz. (150 bin dolarlık klip çekenlere, burda laf söylüyor sanırırm yazar hımmm) Albümde bir remix, birde karaoke versiyon var, gayet iyi düşünülmüş, ama benim de bir tavsiyem olacak, piyasa da kendi çapında remix yapan, amatör gençler için de, ulaşılabilecek Acapella versiyon da olmalı, en azından bundan sonra ki albümler de diye düşünüyorum. (Buda prodüktörlere mesajımız oluyor) Şarkının detayına inmek gerekirse ‘’Sana N’olmuş’’u 3 isim ortak yapmış, Betül Demir’in olmazsa olmazı, kardeşi Sude Bilge Demir’le sözleri beraber yazıp, şarkının düzenlemesini yapan Emirhan Cengiz’lede beraber Bestesini yapmış Betül Demir. Kendi adıma şaşırdığım bir durum bu, çünkü bundan önce ki çalışmalar da, söz ve beste kısmın da tek başına ön planda olan isim Sude Bilge Demir’di, ailenin mutfak kısmında kalınydı o. Hatta Sude Bilge Demir’in benim için ilk hit olmuş şarkısı ‘’Aşkın Açamadığı Kapı’’ yayınlandığında yıl 2004’tü ve Betül Demir daha albüm yapmamıştı. (Şarkıyı hatrılamayanlar varsa, lütfen google başına tık tık, tembel olmayın okuyucu milleti) Tabi sonra ki yıllarda abla kardeş, çok güzel çalışmalara imza attılar, ‘’Sana N’olmuş’’la anlıyoruz ki, ortak daha çok güzel işler yapacaklar, hatta güzel bir albüm beklentim olduğunuda belirtmek isterim, başarıları daim olsun. (Aaaa sen mi kıracaklar, hemen başladılar bile çalışmaya, hatrı bile olmayan yazar) ‘’Müziği durdurmak, hayatı durdurmaktır’’  yazımızı da çok suistimal etmemek adına daha fazla uzatmadan yazıyı sonlandırıyorum, huzurlu, mutlu, güzel ve insan kalın hep. (Yazarın bu uzatmamış haline şükür ederken, bende bizi takipte kalın diyorum Okuyucu Kitlesi, byee)

(Yazı da bahsi geçen hüzünlü anı, Can dostum, Kardeşim, Yol Arkadaşım, Engin Erge’nin 2010 yılın da son şarkısının klibini dahi izleyemeden, elim bir trafik kazasın da kaybetmiş olmamızdır! Kendisi de yorumcu ve besteci kimliği olan bir Solistti. Merak eden arkadaşlar Youtube’dan şarkılarını bulabilirler, tabi gazete sayfalarına yansımış trajik haberleride. Dostum şarkında söylediğin gibi, uzun zamandır bende artık ‘’Sensizim’’ mekanın cennet olsun. )

13 Ağustos 2015 Perşembe

Ziynet Sali - No:6

no6 kapak
İyi bir solist olmasının yanında, sempatik kadındır Ziynet Sali, 6. albümü ‘’No:6’’yı yazıyoruz bugün. (İç Ses: Demek kapı numarası değil yani No:6, hımm ilginç, ayrıca ‘’Güzel Kadındır’’ yerine Sempatik yazman, evde hayat kurtarır bilirim, Çakal Yazar :) Ama yengenin yazılarını okumadığını bile bile halen korkuyor olman Takdire Şayan valla) İsim babası Mete Özgencil’miş, albümde 2 de şarkısı var Mete Özgencil’in, (Mete Özgencil denince akla hemen Candan Erçetin gelir, hey gidi 90’lar demedin ya bi tuhaf oldum inan) Albümün çıkış parçası, ‘’Mevsimsiz’’ seçilip klip çekilmiş, olumsuz bir giriş olacak ama çıkış parçası çok zayıf kalmış, Yunan bir besteye söz yazmış Sıla, sözlere lafım yok ama, şarkının ritmi hiç olmamış, Ziynet Sali’nin bugüne kadar ki tarzından çok uzak. (Şarkı aranje edilirken Aranjörün eli butona değmiş ve şarkı x1.5 hıza gelmiş gibi çalıyor desene, sevgili yazar) Klip içinde olumsuz bir eleştirim olacak, özellikle içine konulduğunu düşündüğüm, market sahnesi ve marketin içinde sadece Bira Şişeleri ile Bira kutularının ısrarla gösterilmesi, tamam ben alkole karşı değilim ama Ziynet Sali’nin küçük yaşta takipçilerinin olduğunu unutmamak gerekli diye düşünüyorum. (Hımm duyarlı yazar modu, o zaman benimde eleştirim olacak, yolda eline albüm tutuşturulan adam sahnesi ve sonrasında deli gibi eğlenmesi de basit yönlendirme olmamış mı? Devir çok değişmedimi?) Biraz eleştiri dolu bir giriş oldu ama albüm güzel, bunu söylemekte sakınca yok. (Oh iyi bari, yoksa bu hızla, bir yere varmazdı bu yazı Eleştirmen Yazar) Gerçi kötü bir albüm olsa bile, severek dinlediğim Radyocu Emel Yalçın’nın da dediği gibi Ziynet Sali’nin bizde kredisi mevcut. (Ay ÇokEmel’i diyosun, hani şu Kadın&Erkek ilişkilerinde uzman kesilen kız, bekarmı o daha? Yaşıda geçiyor ya ondan dedim) Konu uzadı biraz giriş kısmında ama artık gelelim şimdi beğendiğimiz şarkılara. Albüm ‘’No:6’’ da bir toparlanma süreci için bence acilen ‘’Dağınık Yatak’’ yada ‘’Çeyrek Gönül’’e klip çekilmeli, ama güzel bir Klip olmalı şarkıların içtenliğini iyi vurgulayan. Albüm tanıtım ve Röportajlarında sıkça ve bolca Sıla’nın ismi geçiyor, doğal olarak tabi, albüm de 2 şarkı hariç hepsinde Sıla’nın imzası var. Fakat Ziynet Sali albümünün önüne geçmiş haberler ve yazılar bence, Solist kimliğini fazlasıyla gölgelemiş, oysa ki şarkılar Sıla’nın ama, yorum farkını katarak Ziynet Sali şarkıları ayrı bir yere taşımış, hiçbir şekilde Sıla tarzı bir yorum kulağımıza gelmedi. (Sendeki de ne kulak be abi, bi sen duyuyon) Ben albümde en çok ama en çok ‘’Belli’’yi beğendim, Sıla ve Efe Bahadır ortak çalışmasını, çok güzel Ziynet’lemiş, bu şarkı kendi başına yürür Klipsiz de. (Kesin mi abi, bak Mete Özgencil’i aramayalım sonra klip için) Her ne kadar istediğim ve hayal ettiğim kıvamda olmasa da albüm, büyük emek var hakkını yememek lazım. (Yaw Rafadanla çok pişmiş kıvamını ayırt edemeyen bi adam için iddalı sözler yaa, el insaf beee) Hızlı şarkı olarak, ‘’Geldik Oyuna’’ hoşuma gitti, sanırım yine Efe Bahadır ve Sıla komşuluk ilişkisinden doğmuş bir şarkı, melodisi ve ritmi çok güzel. ‘’Kırk Yılda Bir’’ e değinmeden olmaz, melankolik bir şarkı, çok güzel akıyor, yaz sıcağından bunalmışken bizi kış’a taşır, hemde içimizi ürperterek, ılık ılık… (Betimlemelere bak, benzetmeler, tasfirler filan, adam yazar oldu başımıza) Albümün yolu açık olsun, daha fazla uzatmak istemem, diğer şarkıları da albümü alıp, tek tek dinleyin derim, emeği geçen herkese teşekkürler… (Abi Mete Özgencil şarkılarından bahsetmedin, Fatih Ahıskalı demedin, süper aranjörler filan vardı albümde, iyice safsakladın çakma yazar, valla gidecek bir yerim yok yoksa çıkıcam bu adamın İçinden Ses olarak, sağlıcakla kalın okuyucu milleti, yazım hatalarını okurken, kafanızda düzeltin bir zahmet, byeee) 

7 Ağustos 2015 Cuma

Merve Özbey - Yaş Hikayesi

Yaş Hikayesi kapak
Ve Merve Özbey, ‘’Duman’’ şarkısından bu yana geçen, 3 yılı aşkın bir süreden sonra, ilk solo albümü ‘’Yaş Hikayesi’’ni yayınladı diyerek, giriş yapmak, çok normal olurdu, eğer beni okuyan herkes Merve Özbey’i ismen tanıyor olsaydı. Aslında bu durum sektöre hızlı giriş yapanların genel sorunu, şarkı çokca çalınır, çok sevilir fakat daha ilk şarkısını yayınlamış olan solistin ismi, bir türlü bilinmez. (İç Ses: Bu kısımda, güzel şarkıları ve solistleri, keşfettikten sonra çok sahiplenen FAN dediğimiz kitleyi ayrı bir yere koyuyoruz, çünkü onlar müzik sektöründe ki herkes için çok değerli) Merve Özbey ismen ‘’Duman’’ şarkısından çok fayda görmedi, benim şahsi değerlendirmeme göre bunun başlıca 2 sebebi vardı, 1.si şarkı zaten Erdem Kınay’ın ilk albümü ‘’Proje-1’’ in içindeki 13 şarkıdan sadece biriydi ve Merve Özbey’den çok daha tanınan isimler vardı albümde, herkes Kraliçe patlıyacak derken ‘’Duman’’ sıyrıldı ama Merve Özbey, geride kaldı. 2. ve ana sebep şarkı albümden sıyrılıp, büyük ses getirdikten sonra, stratejik bir hata yapıldı, ‘’Duman’’a çekilen klipte Merve Özbey, sanırım iyice merak uyandırsın diye klipte gizlendi. (Tövbe tövbe klip dediğin yerde saklanbaçmı oynanırmış, ayrıca bu Reklam taktikleri, senin gibi çok eskilerde kalmadımı ya yazarcık? Hani 3-5 gün bilemedin bir hafta, ürünün ismi gösterilirdi, herkes de a nedir acaba diye heycanla beklerdi, gazetemi, meşrubatmı, yoksa deterjanmı diye beklerken hayatmıza bolca Kadın Pedi soktukları yıllar hani :P ) Hemen ardından, ertesi sene, yine Erdem Kınay imzalı ‘’Proje-2’’ de, ‘’Helal Ettim’’le Merve Özbey tekrar, tüm tanıdık tanımadık herkesi geride bırakıp, şarkıyla beraber Hit olmasına rağmen, ismi yine şarkıların gerisinde kaldı. (Sanırım kızı yine klipte oynatmamışlar abi, sadece dudaklarını klip süresince şarkıya uydurmaya çalışan birisi var) İşte Merve Özbey hayranları, kendi kanatlarıyla uçması adına bu solo albüme çok önem verip heycanla beklemeye başladılar. (Nerden mi biliyoruz? Sevgili okuyucu, tüm sanal alemi didik didik ettik ve tek karşımıza çıkan gerçek bu oldu) Peki 7 yeni şarkı ve 3 tane Remix içeren bu albümü beklemeye değdi mi derseniz, işin o kısmına gelelim. (En gıcık olduğum insan tipi, kendin sor, kendin cevapla, oh ne güzel valla) Albümü ve şarkıları beğendim, ortalamanın üzerinde bir albüm olmuş, fakat içinde bir ‘’Duman’’ yada ‘’Helal Ettim’’ yok malesef. Albümün çıkış şarkısı ’’Yaş Hikayesi’’ de bir Deniz Erten ve Erdem Kınay ortak çalışması ‘’Duman’’ ve ‘’Helal Ettim‘’ gibi. Fakat benim hızlı şarkı favorim yine bu ikiliye ait olan ‘’Topsuz Tüfeksiz’’ en azından bir parça beklentileri karşılıyor diyebilirim, hatta çıkış şarkısı olsa daha iyi olurmuş. Albümdeki 7 yeni şarkı da ortalamanın üzerinde ve içten samimi şarkılar, zaten albümü iyi yapanda bu olsa gerek. Albümde önemli isimler var söz yazarı ve besteci olarak, ‘’Ödeştik’’ şarkısı da yakından tandığımız, son zamanlarda çokca hit çıkaran, Şebnem Sungur ve Erdem Kınay’ın 90’lardan ilk yol arkadaşı Gökhan Tepe imzası taşıyor. (Abi bunları hatırlayacağına, evlilik yıl dönümünü hatırlasan yada ilk buluştuğunuz gün üzerinde ne vardı yengenin, valla bigün eve giremicez senin yüzünden) Albüm de ‘’Usta’’ diye bir şarkı görünce, tandıkmı diye meraklandım ama yeni bir şarkı bu, Söz: Özhan Piliççi, Müzik: Özhan Piliççi-Tanzer Gümüş imzası taşıyan, içten sıcak bir şarkı olmuş, çokca istek alır bu şarkı. (Usta’nın tandığımı lazım sana, Oto Sanayi ruhlu yazar) ‘’Allaha Emanet Ol’’ da gözden kaçmaması gereken, şarkılardan biri, şarkı hemen içine alıyor insanı sözleri ve bestesi Deniz Erten’e ait güzel bir şarkı olmuş. Şarkıları değerlendiriken, önemli bir noktaya değinmek gerek, albüm güzel, emeği geçen herkesin ellerine sağlık, ama daha önemlisi, Erdem Kınay, Deniz Erten ve Merve Özbey üçlüsü, inşallah bu birlikteliği uzun yıllar sürdürürler, çünkü beraber çok güzel bir enerji yakaladıkları son yıllarda yaptıkları şarkılardan belli oluyor. Sektörün buna çok ihtiyacı var. Burda Merve Özbey için ayrı parantez açmak gerekiyor, (açma abi içi dolu parantezin, belki uygunsuzum) şarkılara farklı bir yorum getirdiğini düşünüyorum, evet belki hüzünlü sözlerle hızlı şarkılar uzun zamandır yapılıyor ama Merve Özbey buna çok dozunda farklı bir acıklı yorum kattı, umarım keyifle uzun yıllar dinleriz Merve Özbey’i, benden bu kadar albümün yolu açık olsun. (Bazen uzatıyor, hem yazmayı bilmeyip hem uzatmak, konuşacak kimsesi olmadığından, o kadar hor görmeyin özünde iyi bir adam ama YAZAR değil, saygılar ısrarla çoğalan okuyucu milletti BYEEE)

5 Ağustos 2015 Çarşamba

Gökhan Özen - Maske

Kapak Album
Gökhan Özen denilince, benim ilk aklıma gelen ’’Üşüyorum’’ oluyor her zaman, sebebini bilmiyorum belki ilk şarkısı ve ilk klibi oluşundandır, yada 2000 yılında, o dönem Milenyum diye diye, bize sanki kafamıza kuş koncakmış gibi bir his yaratanlar yüzündendir! (İç Ses: Bu yazıdan anlıyoruz ki çakma yazar bize demek istiyor ki, Gökhan Özen ‘’Özelsin’’ albümüyle, sanıldığının aksine, meşhuuur 90’larda değil de Milenyum yılında ortaya çıkmıştır, biliyorum sevgili okuyucu sağlığıma duacısınız, sizde eksik olmayın!) 2000 yılında yaşanan herşey belki çok önemli olmadı ama, Gökhan Özen’i 15 yıldır, hit şarkılarıyla hayatımıza katmış oldu. Evet o günden bugüne bir çok HİT şarkı yaptı Gökhan Özen, müzikal gelişimide hiç durmadı, hep kendini yeniledi. Belki 15 yıl önceden bugüne hangi Star’lar kalır diye sorsalardı o dönem, ismini ilk 10’da sayabilecek kimse olmazdı herhalde. (Tövbe Tövbe sanki, o yıllarda yolda, insanları durdurup, 15 sene sonraya kim kalır diyorlardı, çatlak yazar) Bugüne, 2015 yılına gelecek olursak eğer, 14 şarkıdan oluşan bir Albüm’ün tüm söz ve bestelerini yazıp, aranjelerini yapmak, çok kolay bir iş değil hepsi Gökhan Özen’e ait, öncelikle bunu yazmak gerek albümle ilgili önemli not olarak. ( Evet evet doğru  okudunuz, Gökhan Özen kimseye para vermemiş, hepsini kendi yapmış, bizim yazarcıkta bunu marifetmiş gibi övüyor, allah aşkına herkes böyle yapsa, ortada sektörmü kalır, yaw) ‘’Maske’’ isimli yaz albümünün çıkış şarkısı olarak ’’Mis’’ de karar kılınmış. Şarkının sözleri, alt yapısı ve temposu güzel, ben beğendim, bence doğru bir karar olmuş. Şarkının klip çalışması çok başarılı değil, internette çokca gördüğümüz, 3 kız bir arabada şarkıyı söylüyor konsepti kullanılmış. (Fantastik yazar sen ancak 3 fil bir arabada konseptinden anlarsın zaten) Albüm de ki diğer şarkılara geçmeden önce, şunu söylemek isterim ki, yaza hız katacak şarkılar için, biraz geç bir tarih olmuş çıkış tarihi, ama albüm de güzel slow ve orta hızda şarkılarda mevcut, misal ‘’Umutsuz Vaka’’ orta hızda güzel şarkılardan biri, klasik olarak söylemek gerekirse, benim hızlı şarkı favorim ‘’Raslantı’’, zaten Gökhan Özen’de öyle düşünmüş olacak ki, albümde 14. şarkı olarak Remix versiyonunu koymuş. Gökhan Özen tarz olarak şarkılarında, dolanbaçlı sözler yazmadığı için, şarkı sözleri genel de düz bir anlatıma sahip, o yüzden  ‘’Korkak’’ güzel bir slow şarkı olmuş, hemen ardından gelen hızlı şarkı ’’Yanlış Numara’’ da beni şarkının melodisi için kullanılan ses rahatsız etti, sonra bir şarkıya benzerlik keşfettim, buldum dinledim, evet Kenan Doğulu’nun ‘’Süper Süper’’ şarkısına çok benziyor malesef. hemen ardından tekrar bir hızlı şarkı ‘’Sevme Zalimi’’ geliyor, albüm de 7. şarkıya kadar bütünlük bozulmazken, 8. şarkı olarak, albüm ismi olan ‘’Maske’’ geliyor ama hem tarz değişiyor birden, hem de albüm ismi olan şarkı bende hayal kırıklığı yaratıyor, çünkü ben albüm ismi olan şarkılara halen önem veren o eskilerdenim malesef. (Bence sen, tozlu raflarda kalmış o antikalardansın, yazarım tarihi eserim) 9. şarkı ‘’Eski Defter’’ güzel duygusal bir şarkı, beğendim, hatta şarkıyı dinlerken, içinde geçen bir söze çok takılı kaldım, ‘’O resmi tam ortadan yırtamadın ya…’’ diyor, ama artık resimleri hep dijital ekranlarda görüyoruz, yırtıp atmak gibi bir lüksümüz yok malesef… (Vay Romantiğim yazarım, üzüldüğün şeye bak, artık aşklar, yarım yamalak selfie çekip, tek tuşla, 8 çekirdekli işlemci hızında silinerek yaşanıyor, hey gidi eski aşkların anısına heeey) ‘’Yanlızlık’’ şarkısının, sözlerini, müziğini ve aranjesini bir bütün olarak sevdim, çok güzel bir şarkı, klip çekilmeli, klipsiz yarım kalır. (Bu sefer ricamız kız sayısı az olsun araçta, yazar rahatsız oluyor çok kızdan) Albüm de ki diğer şarkıları tek tek değerlendirmeyip benim için en güzel şarkıda tadı damağımda kalsın diye bırakıcam, geri kalan albümle ilgili mevzular sadece teferruat, albüm güzel olmuş emeği geçen herkese teşekkürler, albümün yolu açık olsun… (Yazar diyor ki, albüm hangi ülkelerde, nerelerde kayıt yapılmış, kimler çalışmış, ne emekler harcanmış, hatta yapımcısı Seyhan Müzik’miş gibi detayları, albümü alıp öyle öğrenin diyoo… byee okuyucu)

23 Temmuz 2015 Perşembe

Çelik - Benimki de Kalp

Kapak
Belki herkes değil ama, 90’lar da biz ordaydık, hani şu efsane şarkıların yapıldığı yıllarda. Heycanla beklerdik yeni çıkacak Kasetleri. Yeni şarkıları denk getirmek için, Radyo dinlerdik can kulağıyla,  ayırca müzik kulağımız bile gelişmişti, şarkıcıyı ve şarkıyı tahmin etmeye çalışırken, nerde şimdi ki gibi şarkının adını yazan dijital teknoloji, introsundan tanırdık şarkıyı. (İç Ses: Ne yetenekmiş sizin ki de be. Ayrıca, çok modaydı şarkılardan fal tutmak, dimi o yıllar, dedemden kalma Yazarım) İşte Çelik Erişçi’de o yıllara damga vuran isimlerden biridir, ilk albümü ‘’Ateşteyim’’ ve aynı adlı şarkısıyla dilimize dolanmıştı ‘’Dum kah kah, dum kah kah, Ateşteyim ateşte…’’ (Dum nedir ya, Almancı okuyucular, yanlış anlar, Dummkopf yazar) aynı albüm de ‘’Meyhaneci’’ ve ‘’Güle Güle’’ şarkıları da hit olmuştu, ama bir sonra ki albümünde 1995 yılında tüm ülkeyi kasıp kavuran ‘’Hercai’’nin eminim herkes de yeri ayrıdır. ‘’Hercai’’ demişken ve yeni 2015 yapımı, 2 şarkılık single çalışmasını dinlerken, ‘'Yüksek Dozda Aşk Aldım’’ isimli şarkıyı çok beğendiğimi söyleyemem fakat ‘’Benimki de Kalp’’ isimli şarkıyı beğenmeme rağmen, ben de bu şarkı da aşırı dozda ‘’Hercai’’ havası duydum ne yazık ki! Özellikle, aranjede ki bu benzerlik, beni kim yapmış olabilire götürdü, BİNGO! Hem ‘’Hercai’’ hemde ‘’Benimki de Kalp’’ şarkılarının aranjörü olarak, Ozan Doğulu çıktı karşıma. (Valla yazarım, Sherlock Holmes’im, Ferhat Göçer ‘’Yıllarım Gitti’’ yazısından sonra, sen buralarda harcanıyorken, beni de yanında sürüklüyorsun, bak hazır Ahmet Ümit karikatür dergilerinde yazarken, sende Polisiye yazıver be, olmamı) Gerçi Ozan Doğulu 1995 yılından beri kendini çok geliştirdi, 2015 itibariyle sayılı müzik adamlarından birisi müzik sektöründe, şarkıyı bu denli benzetirken, kendi tercihi olduğunu sanmıyorum, bu da ayrı mevzu. (He sen diyon ki, koskoca Çelik Erişçi, gitti kendi şarkısını, kendi şarkısına benzettirdi öylemi? E tabi ki Çelik’ten Özür Diliyoruz) Benim üzüldüğüm Çelik Erişçi’nin bugüne kadar yaptığı Hit şarkılar, o kadar çok ki, tek tek yazma şansımız yok elbette, ama Efsane olmuş ‘’Aman Aman’’ şarkısında ki ‘’Devir değişti, e tabi Çelik’te değişti’’ sözü uzun yıllar üstüne yapışmış, değişimi felsefe edinmiş bir sanatçının, 2015 de yayınladığı şarkının 1995 de yaptığı Hit şarkıya benzemesi, ne tesadüf ki aynı aranjöre yaptırılması manidar olmuş sadece! (Peki abi klip de Ebru Polat’ın oynuyor olmasına ne dersin, suni bir güzellik olmamışmı? Hele ki ‘’Benimle Evlenirmisin?’’ klibinde Çağla Şıkel’in en çıtır haliyle klip çekmiş nadir insanlardan biriyken, bence Çelik, gerçekten  çok değişmiş çoook ) Ama ne olursa olsun, Çelik bundan sonra hiç şarkı yapmasa bile, 1991 yılında ‘’ İzel - Çelik - Ercan’’ üçlüsünden hayatımıza dahil olmuş ve o yıllardan bugüne kadar tüm kalbiyle Müzik yapmış bir sanatçı olarak bizde yeri hep ayrı olacak. (İlla Metin-Ali-Feyyaz der gibi, şu üçlüyü adamın hayatına sokuyorsunuz ya, 1 albüm yapmış bir grup nasıl oluyorda bu kadar zaman hatırlanıyor, İsviçreli Bilim Adamlarına Seseleniyorum, Çözün artık ''İzel-Çelik-Ercan''ı) Son satır olarak; Sevgiyle Yapılmış Tüm Şarkıların Yolu Açık Olsun… (Vay be bana edecek söz bırakmadığını sanıyorsun ya yazarcık, Sürç-i Lisan ettiysek Çelik’ten özür diliyoruz diyorum… Byee okuyucu kitlesi)

20 Temmuz 2015 Pazartesi

Hande Yener - Kış Kış

Kapak
Sevgili okuyucu kitlesi, Bayram tatili dönüşü, apar topar, bir uyarı yazısı yazmak durumun da kalıyorum, hemde daha bir kaç hafta önce öve öve bitiremediğim, Hande Yener yüzünden! Evet takip edenler hatırlayacaktır, Demet Akalın’ın Pırlanta albümünü yazarken ‘’Sebastian’’ şarkısını gölgede bırakacak bir şarkının albümde mevcut olmadığını yazmıştım, hele ki şarkının yazarının Ersay Üner olduğunu düşünecek olursak bunun Demet Akalın’ı ne kadar üzeceğinden bahsetmiştik. (İç Ses: Abi ne uzatıyon merak eden yazını açsın okusun, sen mevzuya gel, sağlık mevzubahis çünkü, ah Hande ah, yaz günü yaktın milleti) Sanki Demet’in gözü değmişcesine aradan geçen bu kadar kısa sürede Hande Yener’den ‘’Kış Kış’’ isimli bir şarkı geliyor ve yaza damgasını vuruyor! (Ama ne vurmak, üç harfli olsan bu kadar çarpamazsın be Demet Akalın) Damgasını vuruyor derken tabi ki anlatılması zor bir felaket olmuş bu, 2 günde ortalık toz duman, tatilden dönüp yeni birşeyler varmı yazabileceğim, diye bakınırken, ‘’Kış Kış’’ sosyal medyada almış yürümüş, özellikle severek takip ettiğim Atilla Taş’ın Twiti ‘’Bi daha bana ya da Ham çökeleğe laf eden olursa, ağzını burnunu kırarım! Bu ne lan?Hande Yener - Kışkışşş’’ beni resmen merakla karışık uçuruma sürükledi! (Ajdar ve Çikita Muz’u saygıyla anıyoruz) Evet kediyi merak öldürüyorsa, ruhuda kesin bu şarkı ‘’Kış Kış’’lar, aslında şarkıyı Berksan yapmış, Hande Yener’le beraber ‘’Ya Ya Ya Ya’’ ve ‘’ Haberi Var mı?’’ şarkılarını yaptığını düşünecek olursak, çok büyük irtifa kaybı, hele ki ‘’Sebastian'’dan sonra büyük bir rehavet gelmiş ekibe. Ekip demişken Polat Yağcı’yı es geçmek olmaz, Hande Yener’in yapımcısı olarak büyük başarılara imza atmış ekip lideri ismin, bence böyle bir şarkıyla çıkış yapılmasına engel olmalıydı yada böyle bir şarkıya komple engel olmalıydı! Neyse olan olmuş artık, bende kendi okuyucu kitlemi uyarmak amacıyla bu yazıyı yazmak durumunda kaldım! Sonuç olarak sevgili müzik sever insanlar, uyarması benden dinleyip dinlememek sizden! (Balık hafızalı Yazarcık Kemal Sunal ve cin çıkarma sahnesini de yazarmısın lütfen) Bu arada sosyal medyada şarkıyı keşfedince, biraz daha derin bakınırken, şarkının nakarat kısmının rahmetli Kemal Sunal’ın ‘’Sosyete Şaban’’ filminde ki cin çıkarma sahnesinden bire bir alıntı olduğu yazıyordu, merak ettim izledim sahneyi, evet durumu kim farkettiyse, yerden göğe kadar haklıymış. Sevgili Berksan şarkıyı yaparken sanırırm herkes gibi filmi izliyormuş, ama herkesin ne kadar çok severek izlediğini atlamış olmalı ki durum çabuk farkedilmiş. Benden bu kadar sevgili okuyucu, bir Müzik yazısı olmadığı için kendi adıma özür dilerim, sağlıcakla kalın. (kibar yazar, sen niye özür diliyon şarkıyı yapanlar dilesin bence, byeee) 
Not: Hem şarkıyı yinede merak edecek ölümlü kedicikler için, şarkının klibi vede büyük habercilik farkıyla o meşhur benzerlik arz eden Film deki sahne!
Son Dakika Bilgisi: Youtube'da Resmi Klip Videosunda Yorumlar Engellenmiş! Tepkiler Büyük Olsa Gerek!

Pages

Popular Posts